FETÖ/PDY Örgütü'nün Silahlı Örgüt Olarak Kabulü;

26.05.2019 19:27
FETÖ/PDY Örgütü'nün Silahlı Örgüt Olarak Kabulü;
Silahlı örgüt, iki türde oluşturulmaktadır. Birinci tip silahlı örgütte, örgüt hukukun sınırları dışına çıkarak, kaçak yollardan silah temin edip üyelerini eğitip silahlandırarak bu silahlı güçlerle amacına ulaşmaya çalışmaktadır. Silahlar yabancı ülkeler veya örgütlerden ya da silah kaçakçılarından veya hukuka aykırı yöntemler kullanılarak -çalınarak, soygunla- temin edilmekte olup, genel itibariyle terör örgütlerinin asli silahlanma şeklinin  bu tarzda olduğu bilinmektedir.
İkinci tip silahlı örgütler ise devletin silahlı kuvvetleri içinden bir grubun terör örgütünün amacına göre hareket etmesi ile ortaya çıkmaktadır. Bu durumda devletin meşru silahlı güçleri teröre hizmette bir araç haline getirilmektedir. Devletin silahla donattığı kuvvetler, kadrolar terör örgütüne bağlı olduğundan örgütün silahlı kanadını oluşturmaktadır. Darbeler ve sair tüm örgüt amacına yönelik yasa dışı eylemler genellikle gizli bir örgütün yürüttüğü faaliyetler sonucu devletin silahlı güçlerinin bir kısmının veya tamamının böyle bir örgütün emrinde hareket etmesi ile gerçekleşmektedir. Bu halde terör örgütü, başlangıçta silahlı değildir. Örgüt, devlet adına elinde silah bulunan kimseleri elde ederek veya yetiştirip oraya yerleştirmekte, daha sonra bu silahlı unsurları vasıtasıyla bütün devlet sistemini ele geçirip kullanmaktadır. Devletin silahlı güçlerini emri altına alarak devlete ait silahları terör amacı için elinde silah bulunduran kuvvetler kullanılmaktadır.
Silah kullanma eğitiminden geçirilen, silah ve zor kullanma yetkisine haiz kamu personeli görünümlü örgüt üyesi, sahip olduğu silah ve zor kullanma yetkilerini FETÖ’deki hiyerarşik üstünden gelen emir doğrultusunda seferber etmeye hazır olacak şekilde bir ideolojik eğitimden geçirilmektedir. Bu durumu Fetullah Gülen, “hizmet insanı” başlığı altında cemaate bağlı kişinin azimli, kararlı ve hizmete karşı itaatkâr her şeyin sorumluluğunu alması gereken, darbe yediğinde azmi bozulmayan, yüksek rütbelere geldiğinde kendi rütbesi değil de hizmetin rütbesini ön planda tutan, hizmet içerisinde yapacağı görevlerin zor olabileceğine inanan ve bütün varlığını cemaate adayan kişi olarak tanımlamaktadır. Bu doğrultuda Türkiye Cumhuriyetinin sosyal, ekonomik, askeri ve idari mekanizmasına yön veren bürokratik kadroların ele geçirilmesi ve yine ülke içerisinde etkin diğer tüm özerk kuruluşların ele geçirilmesi ile ekonomik alandaki rakip kuruluşların etkisiz hale getirilmesini amaçlamıştır.
Terör örgütünün gerçek yüzünün anlaşılarak Devletin bu yapıyla etkin bir mücadeleye başlaması sonrasında, mensuplarını yeni ihdas edilen kadrolara yerleştirmek bir yana, mevcut kadroları korumakta zorlanan, tasfiye sürecine giren, ekonomik ve siyasi yönden zayıflayan örgütün “mağdur edebiyatı” stratejisi üstüne kurulu algı yönetiminden de bir sonuç alamayacağını anlaması üzerine 15/07/2016 günü, başta İstanbul ve Ankara illeri olmak üzere ülkenin muhtelif yerlerinde, Türk Silahlı Kuvvetleri bünyesinde yuvalanan, aralarında generaller ve amirallerin de bulunduğu subay, astsubay, uzman er ve erbaşlar ile askeri öğrenciler aracılığıyla, cebir ve şiddet kullanarak, Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının öngördüğü düzeni ortadan kaldırmaya veya bu düzen yerine başka bir düzen getirmeye veya bu düzenin fiilen uygulanmasını önlemeye yahut Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevlerini yapmasını engellemeye teşebbüs ederek eyleme geçtiği, gerçekleştirmiş olduğu bu eylem ile de (FETÖ/PDY) Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanmasının Silahlı örgüt vasfını kazandığı  değerlendirilmiştir.